| |

Sony Xperia Z2

Yaklaşık 2 haftadır Sony’nin yeni amiral gemisi (bu tabire de ayar olmaya başladım, neyse) Xperia Z2‘yi kullanıyorum. Hemen hemen bütün büyük markaların (bence) donanım ve yazılım olarak doyuma ulaştığı noktadayız. Samsung Galaxy S5, HTC One M8, LG G3… İşlemciler aynı, RAM’ler 2 veya 3GB aynı, kameralar benzer özelliklerde ve tabii ki yazılım Google sağolsun Android ile hepsinde aynı. Durum böyle olunca insanlar akıllı telefon ihtiyaçlarında artık başka özellikler aramaya başlar oldular. Bu konuda en etkili tercih unsurları “mahalle baskısı” ve “tasarım” diye özetleyebiliriz sanırım. Yani çoğu insan aradığı özelliği barındıran en iyi telefonu değilde çevresinde gördüğü beğendiği markayı veya modeli seçiyor. iPhone tercih etmek istemeyen birçok kişinin Samsung’a yöneldiği bir gerçek. Samsung’ta bunu kullanıyor. Galaxy S5 modelinin önceki model yükseltmeleri arasında en düşüğü kaldığını belirtmem gerek. HTC ise harika telefonlar yapmasına rağmen belli bir kesim haricinde fazla yayılamıyor. LG G2 ile inanılmaz fiyat-performans oranı yakalamasaydı bu kadar satış yapabilir miydi? Hayır. Yani çevremizin algıları ve yönlendirmeleri oldukça etkin rol oynuyor.

Peki Sony’de durum nasıl? Sony Xperia serisi ile üst seviye telefonlar arasına girmeyi başardı. Başardı fakat tercih ediliyor mu? Ya da tercih edilmeli mi?

Yıllar öncesine gidersek Sony deyince aklımıza dayılarımızın, amcalarımızın ya da dedelerimizin evindeki sapasağlam duran tüplü televizyonların üzerinde yazan SONY yazısı ya da yine yıllar önce dünyayı kasıp kavuran walkman zamanında en SAĞLAMI Sony’dir deyip babamıza yalvardığımız günler gelir.

Yani Sony teknolojide bir dünya markası ise bu herşeyden önce sağlam ve dayanıklı ürünler üretmesi sayesindedir. Burada da dayanıklı ve sağlam diyebileceğimiz bir çok telefon aklımıza gelebilir ama onlarında tasarımları felaket. Hiç kimse elinde odun gibi bir telefon taşımak istemez. Sony, Xperia telefonlarla, akıllı telefon dünyasına tercih sebebi olabilecek bir kategori daha eklemeye çalışıyor. TASARIM+SAĞLAM’lık… Xperia ailesinin sağlamlığını daha önce Xperia Z Ultra phabletini incelediğim yazımda da değinmiştim. 2 haftadır kullandığım Xperia Z2’de ise kalite vurgusunun çok kuvvetli olduğu tasarımı ile sağlamlığı ön plana çıkıyor. Bu yazımda internet üzerinden rahatlıkla bulabileceğiniz, uzun uzadıya anlatılmış Xperia Z2 inceleme videoları gibi bir inceleme yapmayacağım, onları zaten şuraya tıklayarak bulabilirsiniz. Ben size farklı olarak “son kullanıcı” olarak bu telefonu almak isteyip istemeyeceğinize yönelik görüşlerimi ve tecrübelerimi aktaracağım…

Genel olarak değerlendirmelerimi kategorilendirdim;

Tasarım;

Sevdim;

  • Elime ilk aldığımda hissettirdiği sağlamlık hissini,
  • Köşeli hatlarını, özellikle alabildiğine sade arka kapağını,
  • Hoparlörlerin yerleşimini,
  • Ve son olarak, Galaxy S5 ile yanyana koyduğumda şunu çok rahat söyleyebilirim ki Android olarak tercihim bu tasarıma devam ettiği sürece kesinlikle Galaxy serisi olmayacak. Ama G3 kafa karıştıracak bir cihaz…
  • Dock şarj aleti ile kullanımın pratikliğini, (keşke kutu dahilinde olsaydı)
  •  IPX5/8 ve IP5X lisansına sahip olmasını, yani 1.50 metreye kadar, 30 dakika boyunca suya dayanması. Açıkçası denemeye cesaret edemediğimi belirtmem gerek. Çünkü özellikle şarj kablosunun takıldığı yerdeki kapağın sürekli aç-kapa yapılmasından dolayı su kaçırabileceği endişesi mevcuttu. Ama siz bu konuda videoları şuradan izleyebilirsiniz. (Not: yahu nedir bu IPX lisansı derseniz buyurunuz…)

Sevmedim;

  • Genel olarak çerçeve üzerindeki kesikli alanları, (şarj, SIM kart yuvası, SD kart yuvası, ses düğmeleri vs. bunlar sanki daha azaltılabilirse tasarım mükemmelleşecek). Bunun yanında artık fiziki tuşları en aza indirmenin zamanının geldiğini düşünüyorum. Fiziki olarak konuşma esnasında zaruri olan ses açma-kapama tuşları hariç başka bir tuşa ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum.
  • Ön yüzde ekranın üst ve alt tarafındaki ekranın oturtulduğu çerçeve kalınlığını, (LG G2 ve G3’te olduğu gibi inceltilebilir, ekrana daha fazla yer açılabilirdi). Çünkü LG G3’ün ekranı daha büyük olmasına rağmen boyutları itibari ile Z2’den daha küçük bir tasarıma sahip.
  • Şarj girişinin kapaklı olmasını, (ki bu kapak şarj amacıyla her gün kullanılacağı için su geçirmezlik özellğinin zamanla kaybolmasına neden olabilecek bir hassasiyette. Ayrıca kapağın kırılması gibi bir tehlike de söz konusu)
  • Bunun yanında dock ile şarj olması için açık bırakılan gövde çerçevesindeki boşluğu, (burası daha sade yapılabilir veya alt kısma yerleştirilebilirdi)
  • Kutu dahilinde olmayan şarj dock‘unun olmayışını,
  • Şarj girişinin yerini, (bu konuda iPhone’ların çok daha kullanışlı olduğunu söyleyebilirim. Yan tarafa takılan bir şarj kablosu bir çok yönden sizi engelleyebiliyor. Alt kısım en ideali)
  • Parmak izi okuyucusunun olmamasını,

Ekran;

Sevdim;

  • Oldukça gerçekçi renkler sunan inanılmaz parlak ekranını, (Galaxy S5 ile karşılaştırmamda Z2’nin daha “gerçek” renkler sunduğunu söylemem gerek. S5’te renkler gereksiz ve gerçeğe uzak bir şekilde canlı)
  • İyi bir özellik mi bilemedim ama parmağınızı ekrana dokunmadan çok yaklaştırdığınızda bile algılayabiliyor.

Sevmedim;

  • Hala büyük ekranın alt kısmına ayrılan sanal düğmelerini kapladığı gereksiz alanı,
  • LG G3’ün daha büyük ekranı olmasına rağmen Z2’den daha küçük boyutlarda olmasını,
  • Çift tıklama ile uyanma işlevinin her seferinde çalışmamasını,
  • Ekranın en ufak teması bile algılayarak istenmeyen şeyler yapmasını (örn; kolunuza yanlışlıkla değiyor ve bazı uygulamalar açılıyor)

Ses-Müzik-Hoparlör;

Sevdim;

  • Xperia Z2’nin hoparlör yerleşimini çok sevdim, üst ve alt kısımda incecik bir ayrık kısma yerleştirilmiş hoparlörler oldukça şık.
  • 5 pinli kulaklık girişi sayesinde özel kulaklığı ile kaliteli müzik dinleyebilmeyi, bu kulaklık dışarıdan gelen sesleri engelleyerek daha kaliteli müzik dinlemenizi sağlıyor.
  • Ön yüzün üst ve altına yerşeltirilmiş olan hoparlörlerin çok iyi ses verdiğini söylemeliyim. Galaxy’lerde olduğu gibi arka kapağın altına yerleştirilmesi gib bir hata yapılmamış.)
  • Oyun oynarken, video izlerken seslerin direk size dönük olarak gelmesi büyük keyif veriyor.

Sevmedim;

  • Bu konuda hoşuma gitmeyen tek şey olarak müzik uygulamasının arayüzü diyebilirim. Almanıza etki edecek bir unsur değil gerçi…

Kamera;

Sevdim;

  • Xperia Z2’nin en iyi olduğu konuların başında kamerası geliyor. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tek sıkıntı ısınma sorunu…
  • 4K video çekim özelliği olmasının yanında, ağır çekim oynatmaya olanak sağlamasını,
  • Gerçekten kaliteli lensleri ile farkedilir seviyede iyi fotoğraf çekebilmesini,
  • Deklanşör butonunun 3 kademeli olmasını, (bu sayede netlik ayarlarının kolayca yapılabilmesini)
  • Flaşının yeterli seviyede olmasını,
  • iPhone 5 ile karşılaştırmak amacıyla aynı açılardan aynı objelerin fotoğraflarını çektim. Xperia Z2’nin uzak ara önde olduğunu söylemem gerek. Fotoğraflar aşağıda)
  • Super Ototmatik modunun oldukça kullanışlı olmasını, (objelere yaklaştığınızda makroya alması, karanlık olduğunda az ışık moduna alması gibi herşeyi otomatik yapması çok iyi oluyor.)
  • “Social Live” çekim modu ile direk Facebook üzerinden canlı yayın yapmanızı sağlayan özel yazılımını,
  • Vine, Evernote gibi direk uygulamaya yüklenen videolar çekmenize olanak sağlamasını,
  • “Timeshift (slo-mo) yani ağır çekim ve “Time Lapse” yani zaman atlamalı çekim modlarının güzel çalışmasını,
  • Fotoğrafların 16×9 formatında çekilmesini,

Sevmedim;

  • Isınma, Isınma, Isınma… Kamerayı kullanırken 4-5 resim çektikten sonra bile “kamera’nın soğuması gerekiyor” uyarısı ile kameranın kapanmasını,
  • 4K video çektiğinizde kapladığı alanı, (4K’ya bile gerek yok, 1080p 10 dakikalık bir video 1.5GB yer kaplıyor. Hafıza kartı alırsanız hızlı olanlarını tercih etmeyi unutmayın. 128GB kart desteği sunuluyor.)

İşlemci;

Sevdim;

  • En ağır oyunlarda bile kasılmamasını (ısınıyor ama boşuna değil…)
  • Geçişlerde, uygulama arası gezintilerde, sistemin verdiği tepkimelerde hemen hemen hiç bir sıkıntı yaşamadım. Takılma, kasılma vs olmadı…

Sevmedim;

  • Daha ilk açılışta kurulum esnasında inanılmaz ısınmasını. Cihazı kutusundan yeni çıkardım ve sadece Google hesabımı girdim. Kendisi kurulum yapmaya bazı şeyleri indirmeye başladı. Ama bir süre sonra inanılmaz bir şekilde ısındı…
  • Ağır oyunları oynarken deli gibi ısınmasını (bunun yanında hiç bir takılma olmamasını hafifletici sebep sayabiliriz)

Bağlantı Özellikleri (USB, WiFi vs);

Sevdim;

  • 4K videoları hızlı aktarabilmemizi, (tabi önce 4K destekli bir TV’miz olmalı… Henüz alamadık, eli kulağında ; )
  • NFC özelliğini tam olarak test edemesemde kullanılabileceği alanları düşündükçe telefona dahil edilmiş olmasını,

Sevmedim;

  • USB kablosunu takınca direk harici bellek olarak görmemesi hoşuma gitmedi. Tabii ki ayarlar ile bu yapılabilir. Ama bence hiç bir uğraş vermeden direk USB bellek olarak kullanabilmek isterdim. Neyse ki bence en iyi Android bağlantı uygulaması AirDroid imdadımıza yetişiyor. (Ayrıca telefon ilk bağladığınızda otomatik olarak Sony yazılımını bilgisayarınıza yüklüyor…)
  • LG G2 ile çok sevdiğim IR yani kızılötesi bağlantısının olmaması kötü olmuş. Ya da keşke olsaydı diyelim daha doğru. Ben G2 ile çok faydalanmıştım. Evrensel kumanda işlevi ile bir çok yerde kullanım yeri olan bir özellik…

Pil Kapasitesi;

Sevdim;

  • 3200mAh’lik bir pille gelmesini,
  • Günlük kullanımda rahatlıkla akşamı bulabilecek pil kapasitesini,
  • Pil tasarruf modu aktif olduğunda her şeyi kapatarak ciddi pil tasarrufu sağlamasını (bu özelliği çok sevdiğimi belirtmem gerekiyor. Aktif olduğunda telefonun gelen aramalar hariç herşeyi kapatarak maksimum tasarruf sağlıyor. Ama siz isterseniz ayarlarına girip istediğiniz uygulamaları açık bırakabiliyorsunuz. Örneğin herşey kapalı sadece twitter iletileri geliyor…)

Sevmedim;

  • Arka kapak tasarımı nedeniyle değiştirilemeyen pil olayını, (gerçi 3200mAh’lik pil yeterli ama yine de ihtiyaç duyulabilir…)
  • Şarj kablosunun takılması için kapağın çıkartılmasını, (kapağın kullandıkça kopma ve su geçirme özelliğini yitirmesi tehlikesi mevcut.)

İşletim Sistemi (Sony UI);

Sevdim;

  • 2 hafta boyunca bir çok yoğun uygulamaları kullanmama rağmen hiç bir takılma veya kasılma olmamasını,
  • Hiç resetleme yapmamasını, (yani telefonu hiç kapatıp-açma durumunda kalmadım…)
  • Bir çok yüksek RAM ve işlemci yiyen oyunları denediğimde hiç bir takılma olmadan oynayabilmeyi,

Sevmedim;

  • Genel olarak köşeli tasarımı olan Sony’nin kendi arayüzünde ve uygulamalarında 3 boyutlu ve yuvarlak tasarımı kullanmasını pek beğenmedim. LG G3’ün sade tasarımı sanki daha çok yakışır gibi…
  • G2 ile çok sevdiğim Knock Code özelliğinin olmamasını, (nedir diyenler bu güzel videoyu izlemeli)
  • Ekranın en ufak teması bile algılayarak istenmeyen şeyler yapmasını (örn; kolunuza yanlışlıkla değiyor ve bazı uygulamalar açılıyor)
  • Facebook uygulamasında video izlerken sürekli karşılaştığım “Üzgünüz, ne yazıkki durdu” uyarısı ile videoları izleyememem kötü oldu. Uygulamayı kaldırıp yeniden kurdum, diğer uygulamaları kaldırdım vs. bir çok şey denedim ama her videoda olmasa da birçok defa bu hatayı alarak videoyu izleyemedim.
  • İşletim sisteminden midir, donanım özelliklerinden midir bilinmez ama bu özelliklerin su geçirmeyen bu kasaya sığdırılmasının da etkisi olmalı ki oldukça ısınıyor. Buna mutlaka çözüm bulunmalı, zira ısınma bazen endişe verici seviyelere çıkabiliyor.

Hafıza;

Sevdim;

  • Harici kart girişi ile kapasitenin arttırılmasını, (zira artık 16GB gibi hafızalar yüksek kamera ve video çözünürlükleri ile yetmemeye başladı. Hele ki oyunların 2GB’a yaklaşan boyutları ile…)
  • 128GB’lık Micro SD kart desteği sağlanması çok iyi. Zaten yüksek kapasite çekimler yapıyor, ihtiyacınız olacak…
  • Burada genelde yapılan bir hataya değinmek istiyorum. Telefonların hafızalarını arttırmak için aldığınız harici Micro SD kartların hızları çok önemli. Genel kanı olarak ucuzu tercih ediliyor ama siz bu yanlışa düşmeyin. Biraz pahalı olabilir ama kullanırken farkını hissedeceksiniz.

Sevmedim;

  • 4K ve 20MP’lik kamerası ile çok çabuk dolan hafızasını,
  • Benim önerim mutlaka 32GB almanız yönünde. Zira 4K video, kaliteli resimler vs. derken birden doluveriyor hafızanız. Harici hafıza kartı da takabilirsiniz ama dahili hafıza performansını vermeyecektir. Gerçi şöyle bir genelleme yapayım, artık akıllı telefonlarda 16GB hafıza tercih edilmemeli. Gel gelelim 16GB ile 32GB modeller arasındaki yaklaşık 250-300TL fiyatlar da anlamsız gelmiyor değil.

Neticeye gelirsem;

Xperia Z2 her açıdan üst düzey bir telefon. Bir telefon alayım, hiç bir özelliğinde beni geride bırakmasın, uzun süre kullanayım derseniz Xperia Z2 tam size göre. Tek kusuru fazla ısınması, peki bu almanıza engel mi? bence değil… Burada bir ekleme yapmam gerekir ki, kapaklı olan şarj girişinin yıpranmaması ve su geçirme özelliğinin deforme olmaması için harici şarj dok’undan edinmenizde büyük fayda var.

(Bir de ufak not düşeyim, bazı özelliklerin ayarlar ve/veya uygulamalar ile yapılabildğini biliyorum, fakat power user olmayan birinin gözüyle değerlendirmeye çalıştım. Yoksa akıllarda “yapılabiliyor o aslında” diye soru kalmasın…)


Tüm yukarıdaki yorumlara sizinde katkınız olması açısından, şu an bir Android telefon alacak olsanız (para sıkıntınız olmasa) tercihiniz hangisi olurdu? Aşağıdaki ankete cevabınızı verebilirsiniz. Teşekkürler.

Sizce su an en iyi Android telefon hangisi?
LG G3
Samsung Galaxy S5
Sony Xperia Z2
HTC One M8

Poll Maker


Aşağıda Xperia Z2 ve iPhone 5 ile çektiğim resimleri görebilirsiniz.
Fikir vermesi açısından iyi olacaktır.


Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.